Ekonomik ve sosyal boyutları ile birlikte çevrenin korunması ve herkes tarafından erişilebilir çevre altyapısının oluşturulması, sürdürülebilir bölgesel kalkınmanın sağlanması açısından büyük önem taşımaktadır. Dünya genelinde 20. yüzyılın ortalarından itibaren kentsel nüfusun sürekli olarak artması ve büyük kentlerin çoğalması, bununla birlikte sanayi üretiminin artması, su tüketimini, atık miktarını ve hava kirliliğini artırmış, bunun da ekosistemler üzerinde yıpratıcı etkileri olmuştur. Sağlıklı ekosistemler ise tarım, ormancılık, balıkçılık ve turizm gibi istihdam sağlayıcı ekonomik sektörlerin uzun vadeli büyümesi için elzemdir.
Az gelişmiş bölgelerde atık su arıtma, kanalizasyon ve katı atık depolama gibi hizmetlerin yetersizliği var olan gelişmişlik farklarını artırmaktadır. Diğer taraftan sanayi yoğun bölgelerde su kirliliğinin önlenememesi, atık dönüşümünün yetersizliği, yenilenebilir enerji gibi doğa dostu enerji tedarik alternatiflerinin eksikliği ve sera gazı emisyonlarının artması doğal kaynaklar üzerinde risk oluşturmaktadır. Bu kapsamda, çevrenin ve doğal kaynakların sürdürülebilir yönetimi, bölgelerin rekabet gücünü ve gelişmişlik düzeyini etkileyecek bir unsur olması dolayısıyla kentsel politikalar ile birlikte bölgesel kalkınma politikalarının gündeminde yer alması gereken önemli bir alandır.
Ülkemizde hava kirliliği, su kirliliği ve atık sorunları öncelikli üç çevre sorunu olarak öne çıkmaktadır. Hava kirliliği kaynakları olarak evsel ısınma, maden işletmeleri, karayolu trafiği, imalat sanayi işletmeleri, termik santraller ve anız yangınları ön plandadır. Hava kirliliğinin birincil kaynağının sanayi olduğu iller Marmara, İç Ege ve Batı Karadeniz Bölgelerinde yoğunlaşmaktadır. Su kirliliği havza bazlı değerlendirildiğinde, su kirliliğinin birinci öncelikli sorun olduğu iller Meriç-Ergene, Susurluk-Gediz, Kızılırmak-Yeşilırmak, Doğu Karadeniz-Çoruh ve Van Gölü Havzalarında yoğunlaşmaktadır. Atık sorununun başlıca kaynağını, evsel atıkların vahşi (düzensiz) depolanması, hayvancılık kaynaklı atıklar, mermer ocakları atıkları ve hafriyat atıkları oluşturmaktadır. Düzenli depolama tesisi bulunmayan iller bulunmakla birlikte bazı illerde düzenli depolama tesisi olsa dahi uzaklık, aktarma istasyonlarının eksikliği vb. sebeplerle ilçelerde düzenli depolama yapılamadığı tespit edilmektedir (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 2020).
Bir kalkınma unsuru olarak ele alınması gereken çevre konusuna ilişkin 11. Kalkınma Planında (2019-2023) çevrenin korunması ve kentsel altyapıya yönelik belirlenen politikaların yanı sıra 2014-2023 dönemini kapsayan Bölgesel Gelişme Ulusal Stratejisinde sürdürülebilir çevre ve yeşil ekonominin desteklenmesi doğrultusunda belirlenen politikalar, kalkınma ajanslarının bu alanda yürüteceği faaliyetlerin ana çerçevesini oluşturmaktadır. Bu kapsamda özellikle daha temiz bir ulaştırma sisteminin tesis edilmesi, yerleşme merkezlerinin özelliklerine göre temiz üretim ve tüketim sistemlerine geçiş, altyapı eksikliklerinin giderilmesi, çevre dostu teknolojilerin geliştirilmesi ve üretilmesi ile ülkemizin bu alanlarda rekabet gücünün artırılması doğrultusundaki faaliyetler önceliklendirilmiştir.
Diğer yandan, 26 düzey 2 bölgesinde faaliyetlerini yürüten kalkınma ajansları kuruldukları günden bu yana bulundukları bölgelerde kaynakların verimli kullanılması ve çevrenin korunması amacıyla politika önerileri geliştirmekte, bu önerilerin hayata geçirilmesi doğrultusunda kurum ve kuruluşlara mali ve teknik destekler sağlamakta ve bilinçlendirme çalışmaları yürütmektedirler. Ayrıca, 2020 ve 2021 yıllarında tüm kalkınma ajansları, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından belirlenen kaynak verimliliği teması kapsamında çevrenin korunmasına yönelik faaliyetler gerçekleştirmişlerdir.
Önümüzdeki dönemde ülkemizde çevrenin korunması, temiz üretim süreçlerine geçiş, kaynak verimliliğinin artırılması ve çevresel altyapı eksikliklerinin giderilmesi konularında kalkınma ajansları vasıtasıyla yerleşimlere özgü politikaların tasarlanmasına ve kurumlar arası işbirliğine ihtiyaç bulunmaktadır. Bununla birlikte hava kirliliği, su kirliliği ve atık sorunlarına yönelik programların oluşturulması faydalı olacaktır. Diğer yandan, ar-ge ve yenilik kapasitesi yüksek bölgelerde çevre dostu teknolojilerin geliştirilmesi ve üretilmesi için destekleme mekanizmalarının geliştirilmesi de önem arz etmektedir.
Kalkınma ajansları tarafından çevrenin korunması ve çevresel altyapının geliştirilmesine yönelik faaliyetler hakkında daha fazla bilgi için ajans isimlerine tıklayınız.